Engereğin Gözü – Zülfü Livaneli
Arka Kapak
Hiç bu kadar güzel bir kitap okumadım.
-Elia Kazan Balkan Edebiyat Ödülü/1997-
Varlık yokluktur, yokluk da varlık! Hepsi gören göze bağlı!
Yıllardır Topkapı Sarayı’ndaki hücresinde kapalı tutulan Şehzade, hiç beklemediği bir anda tahta çıkarılır, böylece iktidarın tek sahibi olur.
Haremağası Süleyman ise Habeşistan’dan koparılıp hadım edilerek saraya getirildiğinden beri onun en sadık kulu ve -iktidarsızlığına rağmen- Harem’in tek hâkimidir. Valide Sultan’ın iktidar hesaplarıyla oğlunu yeniden hapsettirmesi, ilişkileri iyice içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır.
Hiçbir hanedan mensubunun kanı dökülmez, ancak boğularak öldürülürdü.
Engereğin Gözü, Haremağası ile Padişah arasındaki köle-efendi ilişkisi aracılığıyla, “bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gözünü kamaştıran” iktidarın büyüleyiciliği üzerine alegorik bir roman. Bir yanıyla da bir “dil şöleni”; Zülfü Livaneli, Evliya Çelebi’nin, Naimâ’nın ve Türkçenin büyük dil ustalarının izini sürüyor.
Yorumum
Zülfü Livaneli’nin yazım dilini, anlatımını çok seviyorum. Kitaplarının hepsi birbirinden güzel. Ama bu kitap gerçekten şahane.
Kitapta Osmanlı Devleti’ndeki taht kavgaları bir hadım harem ağasının gözünden aktarılıyor. Sade ve akıcı bir dil kullanıldığı için çok rahatça okunuyor. Ayrıca diyaloglara fazla yer verilmediği için sıkmıyor sizi.
İktidar hırsının nelere sebep olabileceği, bu hırsın ne gibi sonuçlar doğurabileceği anlatılıyor. Bu tür kitapları sevmememe rağmen kitabı severek okudum ve çok kısa sürede bitirdim.
Bu çınardan hep korkardım . Meyvesi insan olan ağaçtı bu . Bir tarihte idam edilen birçok devlet büyüğü bu ağacın dallarına asılmış ve kurumuş birer meyve gibi rüzgarla döne döne çürümüşlerdi.
Turkish fiction
1 December 2011
168

Hiç bu kadar güzel bir kitap okumadım.
-Elia Kazan Balkan Edebiyat Ödülü/1997-
Yıllardır Topkapı Sarayı'ndaki hücresinde kapalı tutulan Şehzade, hiç beklemediği bir anda tahta çıkarılır, böylece iktidarın tek sahibi olur.
Haremağası Süleyman ise Habeşistan'dan koparılıp hadım edilerek saraya getirildiğinden beri onun en sadık kulu ve -iktidarsızlığına rağmen- Harem'in tek hâkimidir. Valide Sultan'ın iktidar hesaplarıyla oğlunu yeniden hapsettirmesi, ilişkileri iyice içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır.
Engereğin Gözü, Haremağası ile Padişah arasındaki köle-efendi ilişkisi aracılığıyla, "bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gözünü kamaştıran" iktidarın büyüleyiciliği üzerine alegorik bir roman. Bir yanıyla da bir "dil şöleni"; Zülfü Livaneli, Evliya Çelebi'nin, Naimâ'nın ve Türkçenin büyük dil ustalarının izini sürüyor.